Pazar, Mayıs 31, 2009

Hayata Dair

Binlerce aci cigligin, feryadin arasindan, yumuk yumuk, kan ter icerisinde, kisik gozlerle, merhaba deriz dunyaya.

Sonra yavas yavas yurumeyi, konusmayi, yemek yemeyi, oyun oynamayi, arkadaslar edinmeyi, sevgiyi ve saygiyi ogreniriz ebeveynlerimizden. Bazi seyleri ise anlatilanlardan degil, ancak yasayarak anlariz. Cok sevmeyi, terkedilmeyi, sevdigimiz birini kaybetmeyi, kimi zaman isteyerek, kimi zamansa istemeyerek, sevdiklerimizi arkada birakip gitmeyi, aldatmayi ve aldatilmayi, cok sevdigimiz iki sey arasinda tercih yapmayi...

Bazen ders alir, bazen almayiz. Tekrar eder dururuz ayni hatayi. Hayat bize ogretmistir herseyi ama, anlamak istemeyiz bazen israrla...

Kimi zaman icten bir kahkaha, kimi zaman sevinc, kimi zamansa aci ve huzun...

Hayatin icinde, hayatin gercek degerleri...

Cumartesi, Mayıs 30, 2009

Beni Buyuten Babaanneme

Nasil ozledim seni bir bilsen...

Bu gece, yastigima koydugumda basimi, yine seni dusundum.Sicacik nefesini, bana baktiginda her zaman gulen gozlerini,ilgini, sevgini ve de en onemlisi; mutlulugumu, sevincimi, uzuntumu paylasan, beni sevgiyle, sefkatle saran kucagini, ana kucagini ozledim.

Bir bucuk yil oldu. Sensiz gecen koskaca bir bucuk yil...Ve ben hala resimlerine bakamiyorum, esyalarina dokunamiyorum. Adini bile anamiyorum ya da adin gectiginde cok kotu oluyorum. Icim icime sigmiyor, ozgurce nefes alamiyorum. Icimde birseylerin eridigini hissediyor ,cok fena oluyorum. Ahh o guzel koy evin. Sen varken rengarenk ciceklerle susluydu bahce. Evin her zaman temiz ve mis gibi kokar, ne zaman catkapi biri gelse, yemegin hazir olurdu dolapta, tabi ki bir de cayin. Telasla yakardin cayin altini...
Benim icinde, mutlu oldugum, kendimi guvende hissettigim, tek yerdi bu ev. Cunku sen vardin icinde, bir de senin ucsuz bucaksiz sevgin...

Her yaz sevincten ucarak, kosarak sana gelen ben, bu defa isteksiz, mutsuz, huzun doluydum.Bu yasima kadar, seni icinde gormeye alisik oldugum, huzur buldugum ev de degildin sen... Senin yeni evine geliyordum ilk defa. Sana yaklastikca gulmuyordum. Mutluluktan ne yapacagini sasirmis halde de degildim bu kez. Agliyordum hickira hickira... Yuzunu goremedim, sarilamadim sana doya doya, kedi gibi kivrilip yatamadim kucagina. Icime cekemedim kokunu... Bunu soylememem lazim biliyorum ama sevemedim yeni evini, huzur bulamadim orada...
Icinde huzur buldugum eve degil girmek, bakamadim bile. Basimi egerek gectim onunden...

Coook ozledim seni....

Seni en cok uzen sey, benim uzuldugumu ya da agladigimi gormekti. Asla dayanamazdin. Tum dunyayi karsina alirdin benim icin. Seni uzmemek icin daha guclu olmaya calisiyorum. Hani sen hep derdin ya:"olursem benim icin dua edin." Yapiyorum bunu senin icin. Daha iyi hissediyorum kendimi. Biliyorum ki, ben iyi oldugumda, sen de iyi olacaksin.

Seni cooooook ozledim......

Çarşamba, Mayıs 27, 2009

ciceklerim


Nairobi'nin, guvenlik acisindan yaya gezmeye,pek musait olmadigini soyledikleri icin,yaya olarak hic disari cikmiyordum.Dun aniden, her gun aksam besten sonra yuruyus yapma karari aldim.Bu kararima oglumu da ortak ettim tabi ki...Bir tasla iki kus.Hem ben yalniz olmayacaktim ,hem de oglum biraz tombis oldugu icin ona da iyi gelecekti bu.(bu tombis kelimesini kullandigim icin bana cok kizacak)Cok keyifli bir yuruyustu.Bugun yine oglum, okuldan geldikten sonra beraber ciktik.Yanima dun gordugum cicekleri cekmek icin fotoraf makinesinede aldim bu defa.Derken yagmur yagmaya basladi.Guzel olan ortam daha da guzel oldu.Buram buram toprak kokusu sardi, her yani.Ben zaman zaman yurumeye ara verip, bir yandanda resim cekiyorum.Ben resim cekerken,insanlar bana bakiyor, bu ne yapiyor diye.Kimisi duruyor yanimizda oylece bakiyor, kimisi hos bir tebessumle karsiliyor,kimisi de cektigim o muhtesem ciceklerimi, gorene kadar ayrilmiyor yanimizdan.Bugunumuzu daha guzel tamamliyoruz yagan yagmur sayesinde...





Fotograflar: Mediha G. Kaynak

Pazartesi, Mayıs 25, 2009

Bir pazar gunu...

Geceden Gokhan'la plan yapmistik. Sabah erken kalkacak, guzel bir pazar kahvaltisindan sonra Nairobi muzesine gidecektik. Ama cok gec yattigimiz icin sabah cok erken kalktik. Oglen saat onikide. Kahvalti fasli ustune, kahve fasli derken saat uc gibi cikabildik evden. Hava gunesli ve guzeldi. Muzenin bahcesinden iceri girdigimizde, cok hos ritmik bir afrika muzigi caliyordu. Dayanamayip once o tarafa yoneldik. Okul ogrencileri icin duzenlenmis hos bir gosteriydi.

Orada biraz zaman gecirip muzik dinledikten sonra, buyuk bir kapidan muzenin icerisine girdik. Ilk girdigimiz bolumde doldurulmus hayvanlar vardi. Kendimi bir anda vahsi doganin tam ortasinda hissettim. Fazlasiyla gercektiler. Daha once safari gezisinde zurafa gormustum ama, cok uzakta olduklari icin boylarinin bu kadar uzun oldugunu dusunmemistim. Hatta saskinligimi bir muddet uzerimden atamadim. Iki katli bir bina kadardi sanirim.


Muzenin diger bolumune girdigimizde ise adeta bir kus cennetinin icerisindeydik. Olu ve doldurulmus olmalarina ragmen inanilmaz guzellikteydiler. Buyuk kucuk yuzlerce kus...


Muzenin baska bir bolumune gectigimizde, karsimizda milyonlarca yil oncesine ait fosiller ve iskeletler vardi. Normalde maymun turunden gelmedigimizi iddia eden ben, bir anda Gokhan'a donup: acaba mi? diye sordum.
Daha sonra muzenin bahcesini gezmek icin disariya ciktik. Harika bir manzara karsimizda duruyordu butun guzelligiyle... Mis gibi toprak kokusunun icerisinde yurumeye basladik. Buyuk ve gosterisli agaclarla kapliydi her yer... Haftasonu kesinlikle dinlenmek icin gidilebilecek cok guzel bir bahceydi.

Cumartesi, Mayıs 23, 2009

Cocugum

Yas otuzdort yolun yarisi derler...

Ama ben hala buyumedim ki. Hatta bana sorarsaniz, ben hala cocugum. Cocugu olan bir cocuk. Ici hala kipir kipir eden, kucuk seylerle mutlu olan, isterse kosan, isterse ziplayan, hala buyumeyen bir cocugum ben. Aynaya bakmadigim surece sorun yok. Ben hep cocugum, israrla buyumek istemeyen bir cocuk.

Alnimda olusan bir tek cizgimi, goz kenarlarimda olusmakta kararsiz kalan ince cizgilerimi ve eger saclarimi boyama vakti gelmisde, beyazlarim gorunmeye baslamissa birer birer ve ben kendinden gecmis aynayi delercesine, icine girip bunlari gordugumde, yas otuzdort yolun yarisi derler diyorum kendi kendime... Ama yinede ne olursa olsun kabul etmiyorum buyumeyi, saclarimi boyuyorum surekli, alnima ve goz cevreme masaj yapiyorum. Icimdeki cocuga kabul ettiremiyorum bunu, o beni dinlemek bile istemiyor. Yasamin bir su gibi aktigini, bizim onunla yarisamayacagimizi anlatiyorum ona. Ama o beni dinlemek bile istemiyor dinlemiyor da. Ve cilginca bagiriyor icimden ben hala cocugummm...